Yoan Pablo Hernandez, Steve Cunningham' ı yine yendi üstelik hiç kafa yemeden. Blogu yakından takip eden boks severler hatırlayacaktır, Ekim 2011 deki maçta Steve kardeşimiz Kübalı ya yumruktan çok kafa atınca 6. raundda TD kararı verilmiş ve maçı Hernandez kazanmıştı. Nitekim Kübalının kafasında muhtelif yarıklar oluşmuş, o raunda kadar puan olarak önde olan, ilk raundda rakibine saydıran Pablo maçı almıştı (ulan zamanında yaz şunları daha bu maça gelemedin geçmiş zamanı anlatmaktan dediğinizi duyar gibiyim; Çok Ayıp. Bu maçın yazısı Havana muhabirimiz Serhat Onals' ın göreviydi (misal Küba). Ama ailevi nedenlerden olacak ki kendisi yazamadı yazıyı. Baktım da kendisi bloga hiç yazmamış ki, e ben niye boşuna maaş ödüyorum bu adama). Kısaca çok sağlam bir rövanş bizleri bekliyordu ki öyle de oldu sayılır. İlk raundlarda Hernandez kontrollü , teğmen ise istekliydi. 4. raundda Kübalı maçı bitirmeye çok yaklaştı. Cunningham 2 kez düşmesine ve fotoda görüldüğü ciklet kıvamına çok yaklaşmasına rağmen toparlanıp maça tutundu. Kaldı ki kalan raundlarda iyi iş çıkardı ve 10 ve 12. raundlar haricinde bize göre ( ne bize be, bana göre desene) tüm raundlarda puan olarak üstündü, üstelik neredeyse hiç kafa atmadan. Maç 15 raund olsa eski zamanlardaki gibi, o felaket raunda rağmen maçı alıp şahane bir geri dönüşe imza atardı bence ( ha şöyle). Gerçi son raundlarda her iki boksör de aşırı yorgun göründü ama sonuç olarak Yoan Pablo maçı aldı. Bu arada az önce Kübalı dediğimiz arkadaşın uzun yıllardır Almanya' da yaşadığını ve bir Ulli Wegner ürünü olduğunu belirtelim. Zaten ringde 2 raund izleyen herkes bunu anlayabilir, adamın Kübalılığı kalmamış. Yine de hakkını verelim, yendiği S.Cunningham bu zamana kadar sadece 2 maçı ( biri Adamek diğeri Wlodarczyk olmak üzere) SD ile kaybetmişti. Maçtan sonra işine son verilen S.O. yerine atadığımız dış haberler muhabiri Ali Onals ın yaptığı röportajda Yoan da rakibine hakkını teslim etti ve '' Steve çok cesur ve mükemmel bir boksör ama sonuçta kazandığım ve 1 numara olduğum için mutluyum'' dedi. Muhabirimizin yönelttiği ''misal?'' sorusunu ise yanıtsız bıraktı (kınadık). Teğmen ise rakibini galibiyetinden ötürü tebrik etmekle yetindi ve daha güçlü döneceğini söyledi ( yaş olmuş 35 nereye dönüyosun, asker adamsın işte, erkenden emekli ol, otur aşağı diyen muhabirimiz Ali ise Steve' in türkçe bilmemesini fırsat bilip çok büyük dayaktan kurtuldu, geçmiş olsun Ali).
'Neredeyim bilmiyorum/Her taraf sisler içinde/Ateşim yok yanıyorum/İhtimaller denizinde' Memleketin en müstesna Rock gruplarından Yüksek Sadakat' e ait bu güfte ile bahsi geçen denizde uzun ve zorlu parkur yüzüşünü gerçekleştirmeye en yakın sporcumuzun 3. raundun sonunda bana hissettirdikleri ne yazık ki benzer. Muhtemelen yerden kalkmaya çalışırken Avni Yıldırım da buna benzer şeyler hissetmiştir. Yıllar yılı profesyonel boks arenasında sayıları bir elin parmağını geçmeyecek Türk boksör, bizleri bu denizden karaya ulaşma ve hatta çıktıkları karada bir yaşam formu oluşturma konusunda heyecanlandırdı. Yaşam formundan kastım, anlaşılacağı üzere, bu büyük arenada söz sahibi olacak yeni boksörler, antrenörler, organizatörler, tesisler ve hatta turnuvalar çıkarabilmekti. Ama olmadı. Temel boks becerilerini farklı kuşaklarda göç ettikleri Avrupa ülkelerinde edinen Türk ailelerinin çocukları ve onların elde ettiği başarılar şüphesiz guru...
Yorumlar
Yorum Gönder