Size bir liste sunmak istiyorum: Bermane Stiverne, Tommy Morrison, Shane Mosley, Luis Ortiz, James Toney, Fernando Vargas, Marius Wach, Ricardo Mayorga, Erkan Teper, Lamont Petterson, Brandon Rios, Orlando Salido, Canelo Alvarez, Dilian Whyte, Chris Areola, Andre Berto, Shannon Briggs, Lucian Bute, Felix Strum, Antonio Tarver, Eric Morales, Alexander Povetkin, John Molina Jr, Enzo Macarinelli , Lucas Browne, Vitali Kliçko, Roy Jones Jr, Julio Cesar Chavez Jr, Andrei Fonfara, Tyson Fury, Yuriorkis Gamboa, Juan Carlos Gomez, Jarrel Miller, Guillermo Jones, Evander Hollyfield.
Nasıl liste ama; İçerisi çok güzel, Şampiyonlar Ligi gibi, değil mi Tayfun? İsmi geçenlerin hemen hepsi çok büyük isimler. Evet Erkan Teper de bu listede çünkü adam bir süredir kendi sıkletinde ilk 10-15 içinde yer alıyor. Bu isimlerin bir diğer ortak özelliği ise doping veya kuvvetli doping şüphesi. Vitali ne alaka diyenlere Olimpik takımdan steroid kullandığı için çıkarıldığını hatırlatmak isterim. Evander baba bile en az bir testten geçememiş ( çok net açık etmediler bunu hürmeten ama bkz http://sportsillustrated.cnn.com/2007/more/02/28/holyfield/index.html )
Neredeyse tüm sporcuların doping yaptığına inanılan bazı olimpik spor branşları var. Yol bisikleti mesela. İnanılır gibi değil. Yılın belgesel Oscar' ını kazanan Bryan Fogel' in bambaşka bir hikayeden yola çıkıp tüm spor dünyasını derinden sarsan olaylar silsilesine konu olan (ve belki de sadece bunun için Oscar' ı alan) İkarus filmini herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Kış, yaz, ikindi Olimpiyatları, profesyonel, yarı profesyonel, amatör hiç farketmiyor. İnsan evladı, olanla yetinmeyi bırakın, olanı maksimize etme yolunda her yolu mübah görüyor artık. Kimi zaman hayatı, kimi zaman ise o hayatı vakfettiği sportif kariyeri ve itibarını mahvetmek pahasına da olsa. Şüphesiz yüzsüzlükte tavan yapan Lance gibi örnekler de mevcut. Ama bizim işimiz profesyonel boks ve aynı bela yıllardır bu sporun da bence temel sorunu. Her seviyeden, irili ufaklı her tür boksör bu işe bulaşmış durumda. Peki bu kadar yaygın olan ve karşılığında kısa süreli (6 ay gibi) cezalarla geçiştirilen doping olgusunu ne yapsak? Salıversek herkesi, cezayı vs kaldırsak, isteyen istediği gibi yapsa dopingini, zaten özünde karşısındaki adamı bertaraf etmek olan bu profesyonel branşı daha zevkli hale getirmez miyiz? Bir nevi Real Steel filmindeki gibi robotumsu dövüşçüler yaratsak? Zaten filme göre olay yaklaşık olarak bu noktaya geldiği için işi robotlar devralıyor.
İşin ilginci bu olayın zaten gerçekleşmiş olması. Hem de 2000 yılında. Olağanüstü yetenekleriyle hatırlamak istediğimiz Roy Jones Jr, kariyerinin sonlarında aldığı ağır yenilgilerden çok önce ağzımızda kekremsi bir tat bırakmıştı. Milenyum Mayıs' ında karşılaştığı rakibi Richard Hall' un testlerinde Androstenedion maddesine rastlanmıştı ama daha ilginç olan Jones Jr' un örneğinde de tam olarak bu madde vardı. Benzer örneğini en azından benim hatırlayamadığım bu olay, belki ilkti ama son olmayacağı aşikar.
Burada önemli bir nokta dikkatten kaçmamalı. Bir 1500 metreci, voleybolcu, tenisçi veya kayaklı koşucu ve hatta Curling sporcusu (bunu yapan da var, hayır dopingle curlingde ne fayda sağlıyorsun, daha hızlı fırçalamana mı yarıyor nedir?) performans arttırıcı kullandığında rakibine üstünlük sağlıyor ya da karşılaşmayı kazanıyor. Ancak aynı eylem, profesyonel boksta rakibinde kalıcı beyin hasarına neden olabilir. Lebedev' in kaybettiği, sonradan doping yaptığı anlaşılan Guillermo Jones ile olan maçından sonraki halini hatırlayın lütfen.
Profesyonel boks en nihayetinde çok büyük bir ekonomi. Öylesine büyük bir ekonomiden bahsediyoruz ki; bazı Orta ve Güney Amerika ülkelerinin kenar mahallelerinde, Cotto, Canelo, Oscar, Morales gibi isimlerin sayesinde hayatını idame ettiren insanlar var. Filipinler için Manny inanılmaz bir figür, öyle ki Tanrı ve Hz İsa'dan sonra geliyor olabilir bir çokları için. İşin sosyal boyutu bir yana böylesi bir ekonomiden ve onun baş aktörlerinden öylece vazgeçilemiyor. Benzer maddeyi kullanan olimpik bir atletin cezası 2 yıldan başlarken, senede zaten 2-3 maç yapan bir profesyonel boksör için 6 aylık ceza, iyi bir antrenman periyodu anlamına gelebiliyor. Bu sayede, sermaye akışının devamına önemli bir sekte vurulmuyor. Canelo ile GGG maçı en fazla erteleniyor, beklenen gelirden kayıp olmadığı gibi bunu gurur meselesi haline getiren taraflar sayesinde tirajın artması dahi muhtemel.
Dopingle mutlak mücadele, adil bir spor iklimi için şart ama acı olan şu ki; aynı zamanda imkansız görünüyor. İnsanların eşit şartlarda yaşaması, sosyal adalet, insan hakları gibi konularda da sınıfta kalan bir türün, bokstan daha önemli, öncelikli ve hayati sorunları var, farkındayım. Bu anlamda sporda adalet aramak beyhude bir çaba gibi görünse de, kendi içinde farklı bir ekonomi yarattığına da dikkat çekmek lazım. Sonuçta dünya adil bir yer değil, muhtemelen hiçbir zaman da olmayacak. En azından, temennimiz şudur ki; adaletin terazisi çoğu zaman şaşsa da, ringde kimsenin canı bundan ötürü yanmasın, analar ağlamasın, masum bebelerin gözü yaşlı kalmasın.
Nasıl liste ama; İçerisi çok güzel, Şampiyonlar Ligi gibi, değil mi Tayfun? İsmi geçenlerin hemen hepsi çok büyük isimler. Evet Erkan Teper de bu listede çünkü adam bir süredir kendi sıkletinde ilk 10-15 içinde yer alıyor. Bu isimlerin bir diğer ortak özelliği ise doping veya kuvvetli doping şüphesi. Vitali ne alaka diyenlere Olimpik takımdan steroid kullandığı için çıkarıldığını hatırlatmak isterim. Evander baba bile en az bir testten geçememiş ( çok net açık etmediler bunu hürmeten ama bkz http://sportsillustrated.cnn.com/2007/more/02/28/holyfield/index.html )
Neredeyse tüm sporcuların doping yaptığına inanılan bazı olimpik spor branşları var. Yol bisikleti mesela. İnanılır gibi değil. Yılın belgesel Oscar' ını kazanan Bryan Fogel' in bambaşka bir hikayeden yola çıkıp tüm spor dünyasını derinden sarsan olaylar silsilesine konu olan (ve belki de sadece bunun için Oscar' ı alan) İkarus filmini herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Kış, yaz, ikindi Olimpiyatları, profesyonel, yarı profesyonel, amatör hiç farketmiyor. İnsan evladı, olanla yetinmeyi bırakın, olanı maksimize etme yolunda her yolu mübah görüyor artık. Kimi zaman hayatı, kimi zaman ise o hayatı vakfettiği sportif kariyeri ve itibarını mahvetmek pahasına da olsa. Şüphesiz yüzsüzlükte tavan yapan Lance gibi örnekler de mevcut. Ama bizim işimiz profesyonel boks ve aynı bela yıllardır bu sporun da bence temel sorunu. Her seviyeden, irili ufaklı her tür boksör bu işe bulaşmış durumda. Peki bu kadar yaygın olan ve karşılığında kısa süreli (6 ay gibi) cezalarla geçiştirilen doping olgusunu ne yapsak? Salıversek herkesi, cezayı vs kaldırsak, isteyen istediği gibi yapsa dopingini, zaten özünde karşısındaki adamı bertaraf etmek olan bu profesyonel branşı daha zevkli hale getirmez miyiz? Bir nevi Real Steel filmindeki gibi robotumsu dövüşçüler yaratsak? Zaten filme göre olay yaklaşık olarak bu noktaya geldiği için işi robotlar devralıyor.
İşin ilginci bu olayın zaten gerçekleşmiş olması. Hem de 2000 yılında. Olağanüstü yetenekleriyle hatırlamak istediğimiz Roy Jones Jr, kariyerinin sonlarında aldığı ağır yenilgilerden çok önce ağzımızda kekremsi bir tat bırakmıştı. Milenyum Mayıs' ında karşılaştığı rakibi Richard Hall' un testlerinde Androstenedion maddesine rastlanmıştı ama daha ilginç olan Jones Jr' un örneğinde de tam olarak bu madde vardı. Benzer örneğini en azından benim hatırlayamadığım bu olay, belki ilkti ama son olmayacağı aşikar.
Burada önemli bir nokta dikkatten kaçmamalı. Bir 1500 metreci, voleybolcu, tenisçi veya kayaklı koşucu ve hatta Curling sporcusu (bunu yapan da var, hayır dopingle curlingde ne fayda sağlıyorsun, daha hızlı fırçalamana mı yarıyor nedir?) performans arttırıcı kullandığında rakibine üstünlük sağlıyor ya da karşılaşmayı kazanıyor. Ancak aynı eylem, profesyonel boksta rakibinde kalıcı beyin hasarına neden olabilir. Lebedev' in kaybettiği, sonradan doping yaptığı anlaşılan Guillermo Jones ile olan maçından sonraki halini hatırlayın lütfen.
Profesyonel boks en nihayetinde çok büyük bir ekonomi. Öylesine büyük bir ekonomiden bahsediyoruz ki; bazı Orta ve Güney Amerika ülkelerinin kenar mahallelerinde, Cotto, Canelo, Oscar, Morales gibi isimlerin sayesinde hayatını idame ettiren insanlar var. Filipinler için Manny inanılmaz bir figür, öyle ki Tanrı ve Hz İsa'dan sonra geliyor olabilir bir çokları için. İşin sosyal boyutu bir yana böylesi bir ekonomiden ve onun baş aktörlerinden öylece vazgeçilemiyor. Benzer maddeyi kullanan olimpik bir atletin cezası 2 yıldan başlarken, senede zaten 2-3 maç yapan bir profesyonel boksör için 6 aylık ceza, iyi bir antrenman periyodu anlamına gelebiliyor. Bu sayede, sermaye akışının devamına önemli bir sekte vurulmuyor. Canelo ile GGG maçı en fazla erteleniyor, beklenen gelirden kayıp olmadığı gibi bunu gurur meselesi haline getiren taraflar sayesinde tirajın artması dahi muhtemel.
Dopingle mutlak mücadele, adil bir spor iklimi için şart ama acı olan şu ki; aynı zamanda imkansız görünüyor. İnsanların eşit şartlarda yaşaması, sosyal adalet, insan hakları gibi konularda da sınıfta kalan bir türün, bokstan daha önemli, öncelikli ve hayati sorunları var, farkındayım. Bu anlamda sporda adalet aramak beyhude bir çaba gibi görünse de, kendi içinde farklı bir ekonomi yarattığına da dikkat çekmek lazım. Sonuçta dünya adil bir yer değil, muhtemelen hiçbir zaman da olmayacak. En azından, temennimiz şudur ki; adaletin terazisi çoğu zaman şaşsa da, ringde kimsenin canı bundan ötürü yanmasın, analar ağlamasın, masum bebelerin gözü yaşlı kalmasın.
Yorumlar
Yorum Gönder