Ana içeriğe atla

Marco Paşa, kendin kaşındın..


    Marco Huck, kruvazör sıklette rakipsiz hissetmiş olacak ki bir de ağır sıklete geceyim dedi. Ancak  sonuc pek istediği gibi olmadı. Daha önce kruvazör sıklette kemerini 8 kez basarı ile koruyan Huck ( ki bence Lebedev macı ortadaydı), ağır sikletin yenilgisiz adamlarından Alexander Povetkin karşısına çıktı. Hafta sonu yapılan macı doğal olarak sonradan izleme şansımız oldu. Kendisinden yaklaşık 10 kg daha hafif rakibi karşısında Povetkin baslarda üstünlük sağlamaya çalıştıysa da pek başarılı olamadı. Nitekim stilini, hocasını beğenmesek de Hırvat asıllı Alman Huck iyi boksördür. Nispeten ağır rakibine karsı iyi yumruklar çıkaran Huck ilk 3 raund üstündü. 4. Raund itibari ile vücuda çalısmaya başlayan Rus Povetkin dengeyi yakalayıp sonraki rauntlarda ise rakibinin kaşında bir miktar hasar bıraktı. Videoda izlenen son raund ise macın belki de kayda deger tek raundu oldu. Her iki boksör de macın kafa kafaya gittiğini bildiklerinden tüm güçleri ile saldırdılar. Nitekim kondisyonu biraz daha iyi görünen Huck son 30 saniyede neredeyse Rus rakibini indirecekti ama olmadı. Mac bir 20 saniye daha uzun olsa muhtemelen Huck kazanirdi ama süre yetmedi. Malum bir raund 3 dakika sürüyor. Sonuçta bir hakem beraberlik, iki hakem de puanları Povetkin' e verince maçı kazanan Rus kardeşimiz, WBA ağır sıklet kemerini beline taktı. Maç sonrası Povetkin, rakibini hafife aldığını, maça çok da konsantre olmadığını söyledi. Huck ise maçın sonunda rakibinin  ayakta duracak hali olmadığını belirtirken, Alexander Povetkin' in hakemlerin şampiyonu olduğunu söyleyerek sonuçtan duyduğu memnuniyetsizliği ifade etti. Huck' un köşe adamı Wegner ise ( yine mi sen Ulli) hakemlerin 12. raund sonunda Povetkin' e sayması gerektiğini buyurdu. Bu sonuçla Povetkin yenilmezliğini sürdürürken, karşısına bir Kliçko yu alacağı maça ulaşmış oldu. Marco Paşa' ya ise ''ait olduğun yere dön paşam'' mesajı gelmiştir herhalde.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Edwin Valero ve aşırı acıklı hikayesi

      Her ölüm erkendir, kabul. Cemal Süreya' ya itirazımız yok ama bazılarınınki daha çok yakar içi. Azrail' in gözdesi olurlar, kısa hayatlarına en büyük sevgileri, en büyük acıları, en büyük dostlukları, en büyük başarıları ve en büyük hataları sığdırabilmis kişiler. Edwin de çok farklı bir hayat yaşamadı aslında 30 yılı bulmayan ömründe. 12 yaşında boksa başlayıp, profesyonel olduktan sonra ilk 18 maçının tamamını 1. raundlarda nakavtla kazanarak erişilmesi zor bir rekora imza attı. Gerçi rekor Tyrone Brunson tarafından daha sonra kırıldı ama bu başka bir yazı konusu. Venezuella' nın zorlu mahallelerinden birinde çocukluğunu geçiren Edwin, amatör zamanında ciddi bir motorsiklet kazasında başından yaralandı. Hatta bu beyin hasarı Amerika' da boks yapmasına engel oldu. Konsey MR raporlarına bakıp kalıcı beyin hasarı ihtimali yüzünden lisans vermeyince 2004 ten itibaren uzakdoğu ( özellikle Japonya) ve ülkesinde maçlara çıktı. Featherweightde önüne çıkan herk

Joshua vs Parker: İki testiden biri kırılır mı?

    Mart ayının son gününde, iki yenilgisiz ağır sıklet, tüm kemerlerini ortaya koyacaklar (geriye sadece Wilder' da olan WBC kalacak). Biri artık namağlup olmayacak (şüphesiz beraberlik de bir seçenek ama bence uzak bir ihtimal). Ve yine tahminimce iki testiden biri kırılacak. Yani bana göre puanla bitmeyecek bir karşılaşma olacak. Erken bir final beklemiyorum, zira her iki boksörün de en az birkaç raund birbirlerini tartmaları muhtemel. Bu seviyede iki boksörün, ünvan birleştirme maçı ise söz konusu olan, sonuca etki eden en önemli faktör; her ikisinin de ne ile karşı karşıya oldukları konusunda kesin bir fikirlerinin olmayışı diye düşünüyorum. Sonuçta benzer yaşta, fizikte ve yaklaşık aynı oyun planına sahip iki şampiyondan söz ediyoruz. Geçmişteki rakipleri açısından bakılınca Joshua' nın bir adım önde olduğunu düşünebilirsiniz. Yine popülarite, KO yüzdesi, saf güç anlamında da AJ bir tık önde belki. Ama konu, ton ya da tonlar gücünde vurabilen iki ağır sıkletin mücadelesi

Yerli ve Milli Dünya Şampiyonu - İhtimaller Denizi

     'Neredeyim bilmiyorum/Her taraf sisler içinde/Ateşim yok yanıyorum/İhtimaller denizinde' Memleketin en müstesna Rock gruplarından Yüksek Sadakat' e ait bu güfte ile bahsi geçen denizde  uzun ve zorlu parkur yüzüşünü gerçekleştirmeye en yakın sporcumuzun 3. raundun sonunda bana hissettirdikleri ne yazık ki benzer. Muhtemelen yerden kalkmaya çalışırken Avni Yıldırım da buna benzer şeyler hissetmiştir.      Yıllar yılı profesyonel boks arenasında sayıları bir elin parmağını geçmeyecek Türk boksör, bizleri bu denizden karaya ulaşma ve hatta çıktıkları karada bir yaşam formu oluşturma konusunda heyecanlandırdı. Yaşam formundan kastım, anlaşılacağı üzere, bu büyük arenada söz sahibi olacak yeni boksörler,  antrenörler, organizatörler, tesisler ve hatta turnuvalar çıkarabilmekti. Ama olmadı. Temel boks becerilerini farklı kuşaklarda göç ettikleri Avrupa ülkelerinde edinen Türk ailelerinin çocukları ve onların elde ettiği başarılar şüphesiz gurur vesilesi oldu. Fırat Arsl