Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2013 : Yılın boksörü

    Resimde gördüğünüz iki isim arasında kaldım ama sanırım kimi yılın boksörü seçeceğim açık değil mi? Şimdi, sözüm ona boksu iyi bilen, takip eden bazıları soldaki arkadaşı tanımaz, ben söyleyeyim; Gennady Golovkin. Adam bu sene 4 kere ringe çıkıp ünvanını korudu. WBA ve IBO şampiyonu olur kendileri. Bazılarına göre rakipleri çok da zorlu isimler değildi. Kimlerdi onlar hemen hatırlayalım: Gabriel Rosado (bizim Selçuk' un diş geçiremediği Soto Karass' ı perişan eden adam), Nobuhiro İshida, Matthew Macklin ve Curtis Stevens. Gerçekten hiçbiri kemer kalibresinde değil ama pattiz çuvalı da değiller. Ancak 4' ünün de üzerinden silindir gibi geçti Kazak boksör.  Eski bir dünya şampiyonu ve 2004 Olimpiyat ikincisi olan Golovkin son maçından sadece 3 ay sonra 2014 Şubat ayında tekrar ringe çıkacak. Muhtemel galibiyetin ardından geriye orta sıklette tek bir isim kalıyor; Sergio Gabriel Martinez.     Sağ resimdeki sırıtkan arkadaş ise bu sene kariyerinde hiçbir

Yenilmeyenler Bölüm 1: Joe Calzaghe

    Yayın kurulu olarak yaptığımız son toplantıda bloga biraz hareket kazandırmak gerektiğine karar verdik. Yok lan şaka, canım sıkıldı, günceli değil özlediğim adamları yazmak istedim. Madem öyle, bir seriye başlayalım ve kariyerinde yenilmemiş adamlardan bahsedelim. İçlerinde iki adamın bende yeri ayrıdır. Birine daha önce bu sayfalarda yer vermiştim; Edwin Valero. Her ne kadar hikayesi buruk bitse de çok özel bir boksördü. Bugünkü konuk ise yanda jilet gibi giyinmiş olarak gördüğünüz (bu yazıya özel olduğunu belirtmeliyim), Joe Calzaghe.     Mitolojide onlarca ejderha vardır. Çoğu bir ülke ile özdeşleştirilir. Bizde bile var lan; Evren. Gerçi bizimki daha çok dev yılan olarak tasvir edilir ama olsun var işte. Ejderha mevzuu esasen ''Super Joe'' ile bir noktada kesişiyor. Arkadaşın baba Sardinya' lı anne Galli. Eee ne olmuş yani dediğine göre zır cahilsin. Ekranın sağ üst köşesinde bir çarpı var, bas ona, gir içeri, iki parmak viski koy, kumandanın power tuşuna

Vitali Bajgan, yolun açık olsun..

    Vitali Klitschko beklendiği gibi boksu bıraktı. Uzun zamandır politik arenada büyük çalkantılara sahne olan ülkesi Ukrayna' da Devlet Başkanlığı' na aday olan ve partisi  Ukrainian Democratic Alliance for Reform (UDAR) ile seçimlere hazırlanan abi Klitschko WBC kemerini iade edip profesyonel boks arenasından çekildiğini açıkladı. Merkez sağ tandanslı partisi ile temel hedefinin yolsuzluklarla mücadele olacağını ifade eden eski ağır sıklet, seçimi kazanması durumunda, yolsuzluğa karışan tüm politikacılarla bizzat ilgileneceğini belirtmiş. Sadece bu bile  rakiplerin siyaset sahnesinden çekilmesine yeter bence. Zira bazı ülkelerdeki tırışkadan delikanlı, sahte külhanbeyi başbakanlardan değil adam, kodu mu osurtur çok afedersin. Neyse biz politikayı bırakalım, malum bu ara yolsuzluk, haysiyet yoksunu başbaş ve bakanlar, güya temiz elli ama tırnakları pislik içinde savcılar, bırak destanı dilekçe bile yazamayan, meslek ahlakından yoksun piyonlaşmış ikiyüzlü polisler, müdürler,

Eski yazar aşka gelmiş..

    Sevgili ex yazar S.Onals'ın da Manny-Rios maçı ile ilgili söyleyecekleri var. Noktaya virgüle dokunmadan paylaşıyorum.     '' Maçın en iyi yumrukları yine Michael Buffer den geldi arkasına aldığı güzellerle bu maçın önemli bir maç önemli bir organizasyon olduğunu gözümüze soktu. Pacquiao başlangıç yumruklarını sevmeyen hızlı bir şekilde her attığı yumruğu hedefe ulaştırmak isteyen isabetli yumrukların boksörü buna birde ters gardı eklenince farkı ortaya çıkıyor. Manny eskivi boksuna o kadar işlemiş maçı  yumruk almadan tamamlamasını ancak böyle açıklayabiliriz .Her maçın olduğu gibi bu maçın da bir favorisi vardı ve favori yedinci raunttan sonra maçı kesin kazandığını gözümüze soktu. Pacquiao’nın bu yaşına rağmen daha çok boksörün canını yakacağını söylemeye gerekyok Rios a gelince Meksikalı olduğuna inanamadım, Meksikalı boksörlerin seriliğinden eser yok ama Türk kadar kalın kafalı bir boksör olduğunu söyleyebiliriz söyleye biliriz. Maçın öyle anları var ki Rios

Manny' e Rios morali.

    Arka arkaya 3 düzgün pas yapan futbol takımlarının (her biri bunu yapmak için en az birkaç milyon yuro alan oyunculardan oluşan) sahada yaptıkları, ''şiir gibi futbol'' olarak nitelendirilir ya...Hah işte ben şiir de futbol da sevmiyorum kardeşim. Ama yukarıdaki videoda olan biteni de nasıl ifade edebilirim bilemiyorum.     Yazıp çizdiğim bu sporu diğerlerine göre farklı ele alan adamları, doğal olarak gönlümde ayrı bir yere koyuyorum. Manny' e bakın mesela; yerinde durmuyor, darbe almaktan korkmuyor, sıkıcı bir savunma yapmak gibi bir derdi yok, yaptığı işten zevk almayı biliyor. Öyle ki nakavt ile kaybettiği maçta bile yerden gülerek kalkıyor. Alışılagelmiş yumrukların çok dışında, temel boks bilgisi ile tamamen çelişen yumruklar atıyor (1:12 deki gibi) ve etkili de oluyor. Sen ne anlatıyorsun birader, adam Pacman, izahate gerek yok diyenler; bi susun lan. Şiirsel boksa methiye düzüyorum, karışmayın. Roy Jones' u seviyorum ben Antonio Tarver' ı değ

Galiptir bu yolda mağlup, bir başka deyişle ''Howard Foster senin ben...''

    Genç George Groves, 36 yaşındaki Carl Froch' a karşı çıktığı maçı kazanabilir miydi bilemiyoruz. Ben de dahil birçoklarına göre bu mümkündü ama hakem Foster, işin sonunu görmemize izin vermedi. Sonuçta 9. raundda hakem bu güzel maçı durdurdu  TKO ile Froch kazandı ama acaba gerçekten kazandı mı? Maç öncesi Groves (25) doğal olarak iddialı demeçler verirken zaman zaman ağzını bozsa da, profesyonel arenada bunlar olağan davranışlardı. Froch cephesi ise yaş ve tecrübenin etkisiyle daha makul ve soğukkanlı açıklamalar yapmıştı. Benim açımdan Groves adına en önemli soru işareti, ne tecrübe ve yetenek farkı, ne de onun gibi genç bir profesyonel için tehlikeli sayılabilecek aşırı özgüveni idi (hele ki rakibin Froch gibi bir adamsa). Belki amatör kariyeri sınırlı bir boksör olması ve erken profesyonelliğe geçiş kararı bir handikap gibi görünebilirdi. Ama kısa zaman dilimine 19 galibiyet sıkıştırmış çok yetenekli bir velet olduğu nicedir bilinen bir gerçekti. Esas sorun tüm olumlu yön

Boks mu ıyy çok vahşi !!!

    Boksun çok vahşi ve hatta iğrenç bir spor olduğunu düşünebilirsin. Bir dakika o zaman burda ne işin var sigigit lan.. Evet arkadaşlar biz bize kaldığımıza göre bazı ön yargıları parça pinçik etmeye başlayabilirim. Pek tabi bunu yaparken bilim adamı kişiliğimden ve bilimin bizzat kendisinden faydalanmak isterdim ama google akademik sağolsun gerek kalmadı. Minibüs yolunda büfe sahibi adamsın ne bilimi dediğinizi duymamış olmayı isterdim. Unutmayın ki her güzel çift kaşarlı veya goralı bilimle yoğrulup hazırlanır. Kaşar ve sucuğun ince kesimi geometri, sosisin içeriği ise kimyadan faidelenmek sureti ile oluşturulur ve hizmete sunulur. Yine hatırlatmakta fayda var, yanında içtiğiniz kolanın formülü de hala bir sır (bir de bizdeki ayranınki). E ne oldu bilim karşıtları, şakirtler, apışıp kaldınız. Konuya dönüyorum ve soruyorum ''Boks sert bir spor evet ama ne kadar sert? Çok fazla sakatlık riski var mı? Ben dünyaya yeni düşmüş bir uzaylıyım ve iki yetişkin insanın birbirlerin

Yok dükkanı daha kapatmadık. Gel otur bi çay iç.

  Biraz ara vermiş olabilirim. Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı biraz. Yoğun ilgi ve üzerimdeki sorumluluğun oluşturduğu baskı eziyordu beni. Kim bilir, heyecanımı kaybetmiştim belki de. Tembelliğe methiye düzmeyi de çok iyi biliriz ama bahane uydurmak daha kolay.    Biz yokken boks adına çok şey kaçırdığımızı söyleyemeyeceğim. Ya da öyle düşünmek işimize geliyor olabilir. Önce bir özeleştiri ile başlayalım. Birinci çoğul şahıs ile konuşmak böyle bir ortamda gayet samimiyetsiz. Sonuçta yazıların %95 ini yazan tek bir kişi olduğuna ve blog hadisesi bünyesinde ziyadesiyle kişisellik barındırdığına göre artık sadece birinci tekille yazıyorum. Ezcümle blog benim ulan, yaklaşmayın. Daha önce yazar ve kurucu üye sıfatı ile kadromuzda barındırdığımız isimler, beklendiği gibi patates çıktılar. İte kaka, rica minnet iki tane yazı zor yazdırabildim. E ben yazmıyorum sana ne oluyor, eli kalem tutan adamsın, iki kelam etsene. Hal böyle olunca yola tek tabanca devam etmenin zamanı gelmiştir. Hem böy

Sürpriz yok.

  Maç hakkında uzun uzadıya sözler söylemenin anlamı yok. Güzel bir özet yukarıdaki video. Ayrıca maç önü yazısındaki genel saptamaların aşağı yukarı hepsi gerçekleşti ve Floyd üç hakemin ortak kararı ile kazandı. İki boksör arasında seviye farkı çok bariz, başta yumruk hızı, savunma boksu ve ayak çabukluğu olmak üzere hemen her alanda ortaya çıktı bu fark. Floyd vurmak istediği her zaman ışık hızında sağ direktler çıkarırken, kaçmak istediğindeyse sabun gibi kayıp gitti Hayaletin ellerinden.

Froch vs Kessler Part II

  İki yiğit yine çıkıyor meydana. İlk karşılaşmanın üzerinden 3 yıl geçti ama tadı hala damağımızda. Bunu sadece ben söylemiyorum, bir çok otoriteye göre 2010 un en iyi maçı idi önceki çarpışma. Maç Kessler' in ülkesi Danimarka' da değil, İngiltere' de olsa yine birçoklarına göre galip Froch olabilirdi. Her raundu büyük bir savaşa sahne olan o maçın rövanşı da tarafların ta o zaman söz verdiği gibi 25 Mayıs' ta yapılacak. Her iki taraf da birbirine olan saygılarını o dönemden beri dile getiriyorlar. Kessler büyük bir boksör ve bugüne kadar sadece Ward ve Calzaghe ye yenildi. Froch için çok fazla kelam etmek istemiyorum, sonuçta hemşehriyiz ve uzun yıllara dayanan bir dostluğumuz var. O da bugüne kadar -ne tesadüftür ki- sadece Ward ve Kessler' e yenildi. Bu kez maç Londra' da O2 Arena' da. Ortada WBA ve IBF kemerleri var ve iki boksör de çok formda. Güçlü ve zayıf yanlarından bahsedip laf kalabalığı yapmanın alemi yok. Başta da dediğim gibi, iki yiğit söz

Floyd vs Ghost

 4 Mayıs günü ya ilk kez parayı harcayan bir hayalete tanık olacak ya da paranın hayaletlerle işi olmadığı gerçeği ile yüzleşeceğiz. Uzun zamandır yazı yazmayınca, insan etkileyici bir giriş yapmak adına da olsa böyle zorlama cümleler kurabiliyor. Farkındayım ama yazmadan da duramadım. Floyd ''Money'' Mayweather Jr ve Robert '' Ghost'' Guerrero Mayıs ayının ilk cumartesi günü ringe çıkacaklar. Showtime promo sunda Floyd ''the antipatik'' Miyvıdır çokça konuşup sinir harbinden galip çıktı denilebilir. Robert ''the sütbeyazı'' Guerrero ise daha sakin ama biraz daha çekingen göründü. Ringde herşey daha farklı olacak orası kesin. Geçelim maçın analizine:   Floyd ''wattafckizfairplay'' Meyvedır ; şüphesiz favori, daha sıkı bir savunma, daha büyük tecrübe daha iyi bir karne (daha iyisi yok zaten), daha güçlü yumruklar, daha büyük sabır. En büyük artısı şüphesiz çok daha iyi bir kontrol mekanizması. Büyük maçla

Kurban olduğum Selçuk sana helal olsun..

   Çık dedik Avrupa' dan adam çıktı gitti, iki maç kaybetti ama ne kadar çok kazanımı olduğunu görüyoruz. Tamam kötü konuşuyor olabilir ama adam kafaya koymuş, daha iyi konuşacağım diyor. Helal olsun sana bundan sonra maç kazanmasan da olur, helal olsun.