Ana içeriğe atla

Ben sana daha ne anlatayım?

 
    !!Bunlara insanlık da yaramıyor!! 2007 de David Haye' e nakavtla yenilince ağır sıklete geçen Fransız Mormeck, bu sıklette 4. maçında karşısında küçük Klitçko yu bulunca gayet dostane ve sportmence baktı olaya (bakınız resme). Nihayetinde karşısındaki adam iyi eğitimli, düzgün karakterli, çok iyi bir profesyoneldi. Ha bir de 4-5 kemeri olan ve 8 yıl, 14 maçtır yenilmeyen bir şampiyondu. Kendisinden 20cm uzun ve 15 kilo daha ağır olması ya da uzanma mesafesinin 20 cm daha fazla olması başta dezavantaj gibi görünse de o da bir profesyoneldi sonuçta. İyi mücadele ve doğu bir taktik hazırlık ile gayet de şansı olabilirdi. Ama olmadı, olamazdı zaten. Boksun temel vuruşlarını mükemmele yakın tatbik eden, fiziki avantajlarını azami ölçüde kullanan rakibine karşı varlık gösteremedi ve 4. raundda önce kumsalda küçük bir çocuğun özensiz, beceriksiz elleriyle yaptığı kumdan bir kale gibi dağıldı, sonra da çiklet gibi yapıştı yere Jean-Marc. Üstelik tüm bunlara sebep olan basit bir sol-sağ kombinasyonu idi. Basit iyidir -simple is good- derdi her daim her antrenmanda büyük hocamız S.Onals hafif kırık Michigan aksanı ile.  

Yorumlar

  1. sevgili umut yazılarındaki kalite har daim gelişmekte bunun yanı sıra boks bilgine hayran olmamak mümkün değil fakat boks 20 cmlik avantajları ortadan kaldırabilen bir spor olduğu için dünyanın bukadar ilgisini hak etmektedir.avantajı kılıliçko kullanırken mor MEK (mek sanıyorum soyadı)kazanacağı maça deyil paraya ilgi göstermiş,buda bize artık bu spor da paranın,sporun önemli unsuru olan rekabetin yerini aldığını göstermekte.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Edwin Valero ve aşırı acıklı hikayesi

      Her ölüm erkendir, kabul. Cemal Süreya' ya itirazımız yok ama bazılarınınki daha çok yakar içi. Azrail' in gözdesi olurlar, kısa hayatlarına en büyük sevgileri, en büyük acıları, en büyük dostlukları, en büyük başarıları ve en büyük hataları sığdırabilmis kişiler. Edwin de çok farklı bir hayat yaşamadı aslında 30 yılı bulmayan ömründe. 12 yaşında boksa başlayıp, profesyonel olduktan sonra ilk 18 maçının tamamını 1. raundlarda nakavtla kazanarak erişilmesi zor bir rekora imza attı. Gerçi rekor Tyrone Brunson tarafından daha sonra kırıldı ama bu başka bir yazı konusu. Venezuella' nın zorlu mahallelerinden birinde çocukluğunu geçiren Edwin, amatör zamanında ciddi bir motorsiklet kazasında başından yaralandı. Hatta bu beyin hasarı Amerika' da boks yapmasına engel oldu. Konsey MR raporlarına bakıp kalıcı beyin hasarı ihtimali yüzünden lisans vermeyince 2004 ten itibaren uzakdoğu ( özellikle Japonya) ve ülkesinde maçlara çıktı. Featherweightde önüne çıkan herk

Joshua vs Parker: İki testiden biri kırılır mı?

    Mart ayının son gününde, iki yenilgisiz ağır sıklet, tüm kemerlerini ortaya koyacaklar (geriye sadece Wilder' da olan WBC kalacak). Biri artık namağlup olmayacak (şüphesiz beraberlik de bir seçenek ama bence uzak bir ihtimal). Ve yine tahminimce iki testiden biri kırılacak. Yani bana göre puanla bitmeyecek bir karşılaşma olacak. Erken bir final beklemiyorum, zira her iki boksörün de en az birkaç raund birbirlerini tartmaları muhtemel. Bu seviyede iki boksörün, ünvan birleştirme maçı ise söz konusu olan, sonuca etki eden en önemli faktör; her ikisinin de ne ile karşı karşıya oldukları konusunda kesin bir fikirlerinin olmayışı diye düşünüyorum. Sonuçta benzer yaşta, fizikte ve yaklaşık aynı oyun planına sahip iki şampiyondan söz ediyoruz. Geçmişteki rakipleri açısından bakılınca Joshua' nın bir adım önde olduğunu düşünebilirsiniz. Yine popülarite, KO yüzdesi, saf güç anlamında da AJ bir tık önde belki. Ama konu, ton ya da tonlar gücünde vurabilen iki ağır sıkletin mücadelesi

Yerli ve Milli Dünya Şampiyonu - İhtimaller Denizi

     'Neredeyim bilmiyorum/Her taraf sisler içinde/Ateşim yok yanıyorum/İhtimaller denizinde' Memleketin en müstesna Rock gruplarından Yüksek Sadakat' e ait bu güfte ile bahsi geçen denizde  uzun ve zorlu parkur yüzüşünü gerçekleştirmeye en yakın sporcumuzun 3. raundun sonunda bana hissettirdikleri ne yazık ki benzer. Muhtemelen yerden kalkmaya çalışırken Avni Yıldırım da buna benzer şeyler hissetmiştir.      Yıllar yılı profesyonel boks arenasında sayıları bir elin parmağını geçmeyecek Türk boksör, bizleri bu denizden karaya ulaşma ve hatta çıktıkları karada bir yaşam formu oluşturma konusunda heyecanlandırdı. Yaşam formundan kastım, anlaşılacağı üzere, bu büyük arenada söz sahibi olacak yeni boksörler,  antrenörler, organizatörler, tesisler ve hatta turnuvalar çıkarabilmekti. Ama olmadı. Temel boks becerilerini farklı kuşaklarda göç ettikleri Avrupa ülkelerinde edinen Türk ailelerinin çocukları ve onların elde ettiği başarılar şüphesiz gurur vesilesi oldu. Fırat Arsl