Ana içeriğe atla

Boks; bir yumruğun ucundaki spor

      Sevgili okurlarım yine güzel hafif esintili bir Adatepe akşamında sizlerle BOKS hakkında bir şeyler paylaşmak istedim. Bizler Bokslog olarak yıllardır sizlerin huzurunda editörümüz ile birlikte tarafsız ilkeli bir yayın politikası gütmekteyiz. Oysa ki boksa yakıştırılan taraflı, şikeci (Aziz ci) yakıştırmalardan hiç bir zaman kurtulamamış olan boks sporuna daha dikkatli ve içten bakmalıyız, gereken değeri vermeli, boksörleri aşağılamadan emeklerinin karşılığında en azından saygılı olmalıyız.
      İşte örnek bir maç; Haye vs Chisora maçı, alanında standartları aşmış iki büyük savaşçı. Maç başlamadan daha neler olacak, fırtınalar kopacak derken maç zamanı geldi çattı.
İzlemek beklemekten de zor heyecan had safhada, bir tarafta gardı güçlü, duruşu etkili, kroşeleri ile Joe Frazier, diğer tarafta ise rakibinin gözünün içine bakan, attığı yumruğun yerini önceden çok iyi bilen, şimşek gibi yumruk atmanız gereken aksi takdirde vurmaya imkan olmayan (bence Naseem Hamet) Muhammed Ali, maçı izledik. Yılların takipçisi sevgili okurlarım; bu maçı yazarken insan hangi birini yazacağını şaşırıyor.Ben de sizin için bu maça farklı birkaç yönden bakmak istedim
      İki sporcu düşünün biri güçlü, yeterli derecede teknik ki yenilmez, sabırlı, yardım sever ve centilmenlik göstergesi, düşecek olan rakibine son kez vurmayı bırakın, hakem ayırmadı diye ondan önce anlayıp artık yumruk atmayan bir sporcu, diğer tarafta ise konuşan, kavga eden dalaşan maç öncesinde yapmadığını bırakmayan ama herkesin sevdiği (ki benim de sevip şampiyon olmasını istediğim)  boksu en iyi şekilde ve göze hoş gelen sporcu anlayışıyla oynayan maç öncesi çok konuşan, kavga eden ,boks kesi bile giymeden kros ayakkabıları ile maça çıkan, iki hatta üç büyük rakip V-W Klitschko, Davit haye. Hangisi hakediyor hangisi kazanıyor buyurun siz karar verin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Edwin Valero ve aşırı acıklı hikayesi

      Her ölüm erkendir, kabul. Cemal Süreya' ya itirazımız yok ama bazılarınınki daha çok yakar içi. Azrail' in gözdesi olurlar, kısa hayatlarına en büyük sevgileri, en büyük acıları, en büyük dostlukları, en büyük başarıları ve en büyük hataları sığdırabilmis kişiler. Edwin de çok farklı bir hayat yaşamadı aslında 30 yılı bulmayan ömründe. 12 yaşında boksa başlayıp, profesyonel olduktan sonra ilk 18 maçının tamamını 1. raundlarda nakavtla kazanarak erişilmesi zor bir rekora imza attı. Gerçi rekor Tyrone Brunson tarafından daha sonra kırıldı ama bu başka bir yazı konusu. Venezuella' nın zorlu mahallelerinden birinde çocukluğunu geçiren Edwin, amatör zamanında ciddi bir motorsiklet kazasında başından yaralandı. Hatta bu beyin hasarı Amerika' da boks yapmasına engel oldu. Konsey MR raporlarına bakıp kalıcı beyin hasarı ihtimali yüzünden lisans vermeyince 2004 ten itibaren uzakdoğu ( özellikle Japonya) ve ülkesinde maçlara çıktı. Featherweightde önüne çıkan herk

Joshua vs Parker: İki testiden biri kırılır mı?

    Mart ayının son gününde, iki yenilgisiz ağır sıklet, tüm kemerlerini ortaya koyacaklar (geriye sadece Wilder' da olan WBC kalacak). Biri artık namağlup olmayacak (şüphesiz beraberlik de bir seçenek ama bence uzak bir ihtimal). Ve yine tahminimce iki testiden biri kırılacak. Yani bana göre puanla bitmeyecek bir karşılaşma olacak. Erken bir final beklemiyorum, zira her iki boksörün de en az birkaç raund birbirlerini tartmaları muhtemel. Bu seviyede iki boksörün, ünvan birleştirme maçı ise söz konusu olan, sonuca etki eden en önemli faktör; her ikisinin de ne ile karşı karşıya oldukları konusunda kesin bir fikirlerinin olmayışı diye düşünüyorum. Sonuçta benzer yaşta, fizikte ve yaklaşık aynı oyun planına sahip iki şampiyondan söz ediyoruz. Geçmişteki rakipleri açısından bakılınca Joshua' nın bir adım önde olduğunu düşünebilirsiniz. Yine popülarite, KO yüzdesi, saf güç anlamında da AJ bir tık önde belki. Ama konu, ton ya da tonlar gücünde vurabilen iki ağır sıkletin mücadelesi

Yerli ve Milli Dünya Şampiyonu - İhtimaller Denizi

     'Neredeyim bilmiyorum/Her taraf sisler içinde/Ateşim yok yanıyorum/İhtimaller denizinde' Memleketin en müstesna Rock gruplarından Yüksek Sadakat' e ait bu güfte ile bahsi geçen denizde  uzun ve zorlu parkur yüzüşünü gerçekleştirmeye en yakın sporcumuzun 3. raundun sonunda bana hissettirdikleri ne yazık ki benzer. Muhtemelen yerden kalkmaya çalışırken Avni Yıldırım da buna benzer şeyler hissetmiştir.      Yıllar yılı profesyonel boks arenasında sayıları bir elin parmağını geçmeyecek Türk boksör, bizleri bu denizden karaya ulaşma ve hatta çıktıkları karada bir yaşam formu oluşturma konusunda heyecanlandırdı. Yaşam formundan kastım, anlaşılacağı üzere, bu büyük arenada söz sahibi olacak yeni boksörler,  antrenörler, organizatörler, tesisler ve hatta turnuvalar çıkarabilmekti. Ama olmadı. Temel boks becerilerini farklı kuşaklarda göç ettikleri Avrupa ülkelerinde edinen Türk ailelerinin çocukları ve onların elde ettiği başarılar şüphesiz gurur vesilesi oldu. Fırat Arsl