Ana içeriğe atla

Yenilmeyenler Bölüm 1: Joe Calzaghe

    Yayın kurulu olarak yaptığımız son toplantıda bloga biraz hareket kazandırmak gerektiğine karar verdik. Yok lan şaka, canım sıkıldı, günceli değil özlediğim adamları yazmak istedim. Madem öyle, bir seriye başlayalım ve kariyerinde yenilmemiş adamlardan bahsedelim. İçlerinde iki adamın bende yeri ayrıdır. Birine daha önce bu sayfalarda yer vermiştim; Edwin Valero. Her ne kadar hikayesi buruk bitse de çok özel bir boksördü. Bugünkü konuk ise yanda jilet gibi giyinmiş olarak gördüğünüz (bu yazıya özel olduğunu belirtmeliyim), Joe Calzaghe.
    Mitolojide onlarca ejderha vardır. Çoğu bir ülke ile özdeşleştirilir. Bizde bile var lan; Evren. Gerçi bizimki daha çok dev yılan olarak tasvir edilir ama olsun var işte. Ejderha mevzuu esasen ''Super Joe'' ile bir noktada kesişiyor. Arkadaşın baba Sardinya' lı anne Galli. Eee ne olmuş yani dediğine göre zır cahilsin. Ekranın sağ üst köşesinde bir çarpı var, bas ona, gir içeri, iki parmak viski koy, kumandanın power tuşuna bas, flash tv de dur ve izlemeye başla, iyi geceler. Geri kalanlarla devam edelim. Malum hem Galler' de hem de Sardinya' da (kurban olayım ayrı sekme açıp açıp bakma Sardinya neresiydi diye bekle biraz anlatıyoruz şurda) ejderha ile ilgili farklı mitler mevcut hatta Galler bayrağına bile koymuş kırmızısını. Küçük bir İtalyan adası olan Sardinya' da ise bakışları ile insanları öldüren bir ejderha hikayesi anlatılır durur. Şimdi bu girişi anlamlandıralım biraz. Calzaghe' nin baba İtalyan ve hatta Sardinyalı, anne Galli, kafa kağıdı en başından yakışıklı bir kere. Şampiyon havası genetik ve etnik olarak mevcut. Peki bizden niye şampiyon çıkmıyor. Söyleyeyim çünkü baba Kavaklı, anne Yusufelili. Nerde şampiyon havası? Yok. Bu çocuktan şampiyon olur mu? Hemen cevap vereyim; asla.  Bu tespitin ardından esas konuya dönelim. Gallerin Gururu veya İtalyan Ejderi olarak haklı ünvanları var bu büyük şampiyonun. Sonuçta herhangi bir sıklette en uzun süre şampiyon olarak kalma ünvanı olan bir boksörden bahsediyoruz.
    Kısa sayılabilecek ama çok başarılı bir amatör kariyerin ardından 1993 yılında profesyonel olan Calzaghe, bu tarihten itibaren babası Enzo tarafından yetiştirildi. 1998 da WBO süperorta kemerini beline takan Joe ilerleyen yıllarda bu sıklette piyasada kemer bırakmadı. 2006 da Jeff Lacy den IBF, ertesi yıl da Mikkel Kessler' den WBA ve WBC kemerlerini aldıktan sonra bir üst sıklette önce B-Hop sonra da Roy Jones Jr ı mağlup etti. 2009 Şubatında, 36 yaşında, bazılarına göre erken, bana göre ise zamanında boksu bıraktığını açıkladı. 10 yıldan fazla ve tam 21 müsabaka boyunca kemerlerini korumuş bir adam için daha muhteşem bir kariyer daha düşünemiyorum.
     Korkusuz bir boksördü, müthiş bir solaktı. Müthiş bir çene ve bitmeyen bir yumruk enerjisine sahipti. Bernard Hopkins' e o çirkin hareketi yapmasa musalla taşının başında 'iyi bilirdik' derdim ama şimdi düşününce ancak ' iyiydi hoştu da biraz çirkefti' diyebilirim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Edwin Valero ve aşırı acıklı hikayesi

      Her ölüm erkendir, kabul. Cemal Süreya' ya itirazımız yok ama bazılarınınki daha çok yakar içi. Azrail' in gözdesi olurlar, kısa hayatlarına en büyük sevgileri, en büyük acıları, en büyük dostlukları, en büyük başarıları ve en büyük hataları sığdırabilmis kişiler. Edwin de çok farklı bir hayat yaşamadı aslında 30 yılı bulmayan ömründe. 12 yaşında boksa başlayıp, profesyonel olduktan sonra ilk 18 maçının tamamını 1. raundlarda nakavtla kazanarak erişilmesi zor bir rekora imza attı. Gerçi rekor Tyrone Brunson tarafından daha sonra kırıldı ama bu başka bir yazı konusu. Venezuella' nın zorlu mahallelerinden birinde çocukluğunu geçiren Edwin, amatör zamanında ciddi bir motorsiklet kazasında başından yaralandı. Hatta bu beyin hasarı Amerika' da boks yapmasına engel oldu. Konsey MR raporlarına bakıp kalıcı beyin hasarı ihtimali yüzünden lisans vermeyince 2004 ten itibaren uzakdoğu ( özellikle Japonya) ve ülkesinde maçlara çıktı. Featherweightde önüne çıkan herk

Joshua vs Parker: İki testiden biri kırılır mı?

    Mart ayının son gününde, iki yenilgisiz ağır sıklet, tüm kemerlerini ortaya koyacaklar (geriye sadece Wilder' da olan WBC kalacak). Biri artık namağlup olmayacak (şüphesiz beraberlik de bir seçenek ama bence uzak bir ihtimal). Ve yine tahminimce iki testiden biri kırılacak. Yani bana göre puanla bitmeyecek bir karşılaşma olacak. Erken bir final beklemiyorum, zira her iki boksörün de en az birkaç raund birbirlerini tartmaları muhtemel. Bu seviyede iki boksörün, ünvan birleştirme maçı ise söz konusu olan, sonuca etki eden en önemli faktör; her ikisinin de ne ile karşı karşıya oldukları konusunda kesin bir fikirlerinin olmayışı diye düşünüyorum. Sonuçta benzer yaşta, fizikte ve yaklaşık aynı oyun planına sahip iki şampiyondan söz ediyoruz. Geçmişteki rakipleri açısından bakılınca Joshua' nın bir adım önde olduğunu düşünebilirsiniz. Yine popülarite, KO yüzdesi, saf güç anlamında da AJ bir tık önde belki. Ama konu, ton ya da tonlar gücünde vurabilen iki ağır sıkletin mücadelesi

Yerli ve Milli Dünya Şampiyonu - İhtimaller Denizi

     'Neredeyim bilmiyorum/Her taraf sisler içinde/Ateşim yok yanıyorum/İhtimaller denizinde' Memleketin en müstesna Rock gruplarından Yüksek Sadakat' e ait bu güfte ile bahsi geçen denizde  uzun ve zorlu parkur yüzüşünü gerçekleştirmeye en yakın sporcumuzun 3. raundun sonunda bana hissettirdikleri ne yazık ki benzer. Muhtemelen yerden kalkmaya çalışırken Avni Yıldırım da buna benzer şeyler hissetmiştir.      Yıllar yılı profesyonel boks arenasında sayıları bir elin parmağını geçmeyecek Türk boksör, bizleri bu denizden karaya ulaşma ve hatta çıktıkları karada bir yaşam formu oluşturma konusunda heyecanlandırdı. Yaşam formundan kastım, anlaşılacağı üzere, bu büyük arenada söz sahibi olacak yeni boksörler,  antrenörler, organizatörler, tesisler ve hatta turnuvalar çıkarabilmekti. Ama olmadı. Temel boks becerilerini farklı kuşaklarda göç ettikleri Avrupa ülkelerinde edinen Türk ailelerinin çocukları ve onların elde ettiği başarılar şüphesiz gurur vesilesi oldu. Fırat Arsl