Ana içeriğe atla

Şampiyonun farkında mısınız?

  Yukarıda resmi görülen Endonezyalı boksörü tanıdınız mı? Evet Serhat cevap bekliyorum. Tanımadın değil mi, çünkü sen busun, 3 tane boksörle kendi blogunu yazmaya kalkarsın, sen git raporlarını yaz. Neyse efendim biz konuya dönelim, biraz sinir var da bende. Bu arkadaş Chris John. The Dragon-The Tiger olarak da bilinir. Featherweight de dövüşen kaplan, tam 45 pro maçta yenilmedi. Ama bu maçları yaparken öyle başkaları gibi yöresel boksörleri dövmedi. Rocky Juarez, JM Marquez, Fernando David Saucedo gibi adamları yendi. WBA kemeri bir süredir belinde. Bu arkadaşın videoları oldukça düşük kaliteli ve sınırlı olduğu için bloga koyamadım ama stile dikkat lütfen, ringde duruşu bile farklı. Arkadaş wushu milli takımı üyesi de aynı zamanda. Burada bir parantez açmak lazım. Uzak doğu savaş sanatları profesyonel sporların tamamında muazzam bir fark yaratıyor. En azından benim düşüncem bu yönde. Thai chi, kungfu, wushu, wingtsun, aikido gibi farklı disipline ait türlerle uğraşan sporcular -ki bu noktada thai chi çok farklı bir yerdedir bence- denge, dayanıklılık (fiziksel ve ruhsal), teknik anlamda rakiplerine önemli üstünlük kurabiliyorlar. Chris John için de durum çok farklı değil. Wushu sporcusu olarak boksta çok önemli bir avantaj sağlıyor ve bu onu 45 maçtır yenilgisiz bir şampiyon yapabiliyor. Sözlerimi noktalarken çok eski bir deyişle huzurlarınızdan ayrılıyorum ''  Her gün sabah akşam on beş dakika Tai Chi uygulayan kişi zaman içerisinde su kadar yumuşak, söğüt kadar esnek, kaya kadar güçlü bir vücuda sahip olur '' Lao Tzu.    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Edwin Valero ve aşırı acıklı hikayesi

      Her ölüm erkendir, kabul. Cemal Süreya' ya itirazımız yok ama bazılarınınki daha çok yakar içi. Azrail' in gözdesi olurlar, kısa hayatlarına en büyük sevgileri, en büyük acıları, en büyük dostlukları, en büyük başarıları ve en büyük hataları sığdırabilmis kişiler. Edwin de çok farklı bir hayat yaşamadı aslında 30 yılı bulmayan ömründe. 12 yaşında boksa başlayıp, profesyonel olduktan sonra ilk 18 maçının tamamını 1. raundlarda nakavtla kazanarak erişilmesi zor bir rekora imza attı. Gerçi rekor Tyrone Brunson tarafından daha sonra kırıldı ama bu başka bir yazı konusu. Venezuella' nın zorlu mahallelerinden birinde çocukluğunu geçiren Edwin, amatör zamanında ciddi bir motorsiklet kazasında başından yaralandı. Hatta bu beyin hasarı Amerika' da boks yapmasına engel oldu. Konsey MR raporlarına bakıp kalıcı beyin hasarı ihtimali yüzünden lisans vermeyince 2004 ten itibaren uzakdoğu ( özellikle Japonya) ve ülkesinde maçlara çıktı. Featherweightde önüne çıkan herk

Joshua vs Parker: İki testiden biri kırılır mı?

    Mart ayının son gününde, iki yenilgisiz ağır sıklet, tüm kemerlerini ortaya koyacaklar (geriye sadece Wilder' da olan WBC kalacak). Biri artık namağlup olmayacak (şüphesiz beraberlik de bir seçenek ama bence uzak bir ihtimal). Ve yine tahminimce iki testiden biri kırılacak. Yani bana göre puanla bitmeyecek bir karşılaşma olacak. Erken bir final beklemiyorum, zira her iki boksörün de en az birkaç raund birbirlerini tartmaları muhtemel. Bu seviyede iki boksörün, ünvan birleştirme maçı ise söz konusu olan, sonuca etki eden en önemli faktör; her ikisinin de ne ile karşı karşıya oldukları konusunda kesin bir fikirlerinin olmayışı diye düşünüyorum. Sonuçta benzer yaşta, fizikte ve yaklaşık aynı oyun planına sahip iki şampiyondan söz ediyoruz. Geçmişteki rakipleri açısından bakılınca Joshua' nın bir adım önde olduğunu düşünebilirsiniz. Yine popülarite, KO yüzdesi, saf güç anlamında da AJ bir tık önde belki. Ama konu, ton ya da tonlar gücünde vurabilen iki ağır sıkletin mücadelesi

Yerli ve Milli Dünya Şampiyonu - İhtimaller Denizi

     'Neredeyim bilmiyorum/Her taraf sisler içinde/Ateşim yok yanıyorum/İhtimaller denizinde' Memleketin en müstesna Rock gruplarından Yüksek Sadakat' e ait bu güfte ile bahsi geçen denizde  uzun ve zorlu parkur yüzüşünü gerçekleştirmeye en yakın sporcumuzun 3. raundun sonunda bana hissettirdikleri ne yazık ki benzer. Muhtemelen yerden kalkmaya çalışırken Avni Yıldırım da buna benzer şeyler hissetmiştir.      Yıllar yılı profesyonel boks arenasında sayıları bir elin parmağını geçmeyecek Türk boksör, bizleri bu denizden karaya ulaşma ve hatta çıktıkları karada bir yaşam formu oluşturma konusunda heyecanlandırdı. Yaşam formundan kastım, anlaşılacağı üzere, bu büyük arenada söz sahibi olacak yeni boksörler,  antrenörler, organizatörler, tesisler ve hatta turnuvalar çıkarabilmekti. Ama olmadı. Temel boks becerilerini farklı kuşaklarda göç ettikleri Avrupa ülkelerinde edinen Türk ailelerinin çocukları ve onların elde ettiği başarılar şüphesiz gurur vesilesi oldu. Fırat Arsl